Bankalar Şehri Zürih


Dünyanın en zenginlerinin, milyon dolarlarının saklandığı banka kasalarının, rivayet olunur ki, Zürih sokaklarının altında bulunan kasalarda külçelerle altın stoku ile birlikte saklandığı söylenir

DR. Tayfur Yağci

İtalya Bergamo havaalanından 325 km uzaklıktaki İsviçre'nin Zürih şehrine doğru yolculuğumuz boyunca bu ülkenin doğasını görme şansını bulduk. Mükemmel tren ve karayollarına sahip olan İsviçre'nin karlı dağlarının arasında, göller, ormanlar küçük kasaba ve köylerden, uzun tünellerden geçerek ulaştık Zürih'e. 

Kendisi ile aynı adı taşıyan gölün kuzey ucunda yer alan Zürih; 1.5 milyon nüfusu ile İsviçre'nin en büyük şehri ama en güzel şehri değil. Herkes Zürih'i İsviçre'nin başkenti bilir ama burası bankacılık ve bir finans merkezidir. 

Dünyanın en zenginlerinin, kara paracılarının, ülkelerinden para kaçıran sivil veya siyasi hırsızların, alın teri sömürücülerinin, diktatörlerin milyon dolarlarının saklandığı banka kasalarının, rivayet olunur ki, Zürih sokaklarının altında bulunan kasalarda külçelerle altın stoku ile birlikte saklandığı söylenir. 

Avrupa'nın göbeğinde Fransa, Almanya, İtalya arasında kalan bir ülke olmasına rağmen Avrupa Birliği üyesi değildir ve para birimi euro değil İsviçre Frank'ıdır. Siyasi ve askeri tarafsızlığını yıllardır korumuştur. 

Peki nasıl oluyor da İsviçre gibi bir ülke böyle bir bankacılık sistemine sahip ve diğer ülkeler buna izin veriyor. Çünkü tüm dünya hırsızlarının gelecekte paralarını ve kendilerini güvende hissedecekleri bir ülkeye ihtiyacı var, onun için. Hazır gitmişken ben de bir bankada hesap açtırayım diye niyetlendim ama bankaya girmem ile çıkmam bir oldu, çünkü hesap açtırmanın alt sınırı bir milyon dolar idi.

Yürüyerek Keşfedelim

Zürih şehrini yürüyerek, tanımak ve dolaşmak mümkün, Limmat nehrinin iki yakasında yerleşen fazla özelliği ve de güzelliği olmayan sıradan bir şehir Zürih. Limmat nehri Zürih'in modern ticari merkezi ile tarihi merkezinin daracık sokakları arasında sanki bir sınır oluşturur. Nehir üzerindeki köprüler ile şehrin doğu ve batı yakası birbirine bağlanır. 

Ihlamur ağaçlarının gölgelediği İsviçre'nin en şık alışveriş caddesi Bahnhofstrasse, mücevher, saat, haute couture, antika mağazalarıyla dünyanın en prestijli caddelerinden biridir. Burası paranın pul olduğu, zenginliğin lüksün ve ihtişamın, nehrin diğer yakası ise daracık sokakları, eğlenceli cafe, bar ve restoranları ile daha mütevazi mekanların bölgesidir. 

Ben ve arkadaşlarım bu bölgede geçmişi çok eskiye dayanan klasik bir İsviçre restoranında akşam yemeğimizi hemen hemen tamamı İsviçreli müşteriler ile dolu mekanda geleneksel İsviçre yemeklerini yiyerek çok güzel bir akşam geçirdik. 

Limmat nehrinin batı yakasındaki Fraumünster Kilisesi'nin, ünlü Fransız- Rus ressam Marc Chagall tarafından tasarlanan rengarenk göz alıcı vitraylarını görmeden geçmeyin. 

Düşlere Dalmak Bedava 

Bu bölgenin daracık sokaklarındaki küçük butik, antika dükkanlarını gezerken, 13. Yüzyıl'dan kalma kilisenin çan kulesindeki çapı 9 metre olan dünyanın en büyük saatlerinden biri olan Sankt Peterskirche kilisesini sakın ihmal etmeyin. Aynı bölgede karşınıza çıkan yokuşu tırmanıp Lindenhof tepesinden Limmat nehri ve çevresindeki binaların manzarasını seyredip düşlere dalmak serbest ve de bedava. 

Fraumünster kilisesinin hemen karşısındaki Grossmünster Katedrali'nin ikiz kuleleri Münih'in en dikkat çeken anıtlarıdır. Ünlü besteci Wagner kilisenin ikiz kulelerini tuz- karabiber setine benzetmiş. 

Grossmünster kilisesi, Zürih şehrinin kutsal şehitleri olan, Felix ve Regula'nın kesilmiş kafalarını yerden toplayarak dua ettikleri yere kurulmuş. Efsaneye göre Alman Kralı Şarlman'ın atı şehitlerin yattığı yerde diz çökerek burayı bulmuş ve kilisenin yapılacağı yer olarak işaretlenmiş. 

Yemek İçmek

Yemeğe geçmeden önce size içilecek sudan bahsetmek istiyorum. Sıkı durun, paranın pul olduğu bu ülkede yarım litre pet şişe suyunun fiyatı 10 lira 50 kuruş, evet yanlış duymadınız bizde 75 kuruşa satılan suyun market fiyatı bu. Bu kadar yağmurun, akarsuyun, göllerin bolluğunda bir şişe suyun bu kadar pahalı olduğunda diğerlerini ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. 

Birkaç örnek, sandviç 30, pizza 50- 60 lira vs. Eğer arkadaş ben buraya gezmeye, yemeye, içmeye geldim kıyarım paraya diyorsanız buyrun afiyet olsun. 

En çok yenilen İsviçre sosisi (cervelat), bir kangal sucuk büyüklüğünde tadı nefis mi nefis. 

Beyaz şarap ve bol kiraz likörü içinde eritilen peynirden yapılan fondüye köy ekmeğini bandırmadan İsviçre'de yemek yedim demeyin sakın. 

İsviçre'yi oluşturan Fransız ve Alman mutfağına ait yiyecekler ile İtalyan mutfağının tüm çeşitlerini her yerde bulabilirsiniz.