Dağlar, Göller Ve Yeşillikler Ülkesi İsviçre


Muhteşem doğasını, salına salına otlanan ineklerini, bu ineklerin sütünü, çikolatasını, dünyanın en huzurlu ülkesinde zenginlik içinde yaşayan insanlarını ve yaşamlarını merak ettiğim ülke İsviçre...

Ülkeler, şehirler, kasabalar, köyler vardır; gitmek, gezmek, görmek ve hayatı yaşamak istersiniz. İşte İsviçre benim için öyle bir ülke idi uzun zamandır. 

Belgesellerde, filmlerde, fotoğraflarda gördüğüm muhteşem doğasını, karlı dağlarını, uçsuz bucaksız ormanlarını, yemyeşil otlaklarında, tembel tembel, salına salına otlanan ineklerini, bu ineklerin sütünü, çikolatasını, dünyanın en huzurlu ülkesinde zenginlik içinde yaşayan insanlarını ve yaşamlarını merak ettiğim bu ülkeye gitmek geçtiğimiz mayıs ayında nasip oldu. Dört günlük bir kaçamak yaptım bu güzel ülkeye. 

Beş yıl önce, Floransa'dan, Paris'e uçakla giderken havadan gördüğüm karlı Alp dağlarının muhteşem manzarasını bir kez de karadan görmek istedim. 

Gece yarısı, İzmir'den İtalya'nın İsviçre sınırındaki Bergamo şehrine ile uçarak, uykusuz bir günün ilk ışıkları ile birlikte yağmurlu bir sabahta ulaştık Kuzey İtalya'daki Bergamo şehrine. 

İtalya Ve Como Gölü 

İtalya'nın Bergamo şehri havaalanındaki gümrük işlemlerinden sonra, İsviçre'nin Zürih şehrine doğru otobüsle seyahat ederken inanılmaz güzellikteki bir göl ve şehir manzarası hepimizi büyüledi. Como gölü ve şehri tur programımızda olmamasına rağmen bu muhteşem manzaranın tadını çıkarmadan ve bu şehri görmeden gitmek istemedik ve şoförümüz rotayı çevirdi Como'ya. Daha önce Milano'ya gitmiş olmama rağmen Como'ya gidememiştim, çünkü Aralık ayı idi ve Como için uygun bir mevsim değildi. 

Alp dağlarının arasında, yemyeşil ormanların yeşillikleri içinde, bahar ayında coşan kamelyaları, orman gülleri ve açelyalarıyla renklenen bahçeleri, villaları ve masmavi göl suyunun davetkar ışıltısı, göl kenarındaki limanlardaki görkemli yatlarıyla huzur, güzellik ve zenginlik vardı bu şehirde. George Clooney gibi ünlülerin ve zengin İtalyanların göl kenarındaki villalarını seyrederek göl kıyısında yürüyüş yaptıktan sonra şehir merkezinde kahve molası verip, şehri kısa sürede turlayıp tekrar koyulduk yollara, yeni şehirler, kasabalar, köyler görmek üzere. 

İsviçre'Nin Kalbi Luzern 

Ülkenin hem tarihi hem de coğrafi merkezi olan Luzern şehri, sadece tarihi yapılardan oluşan, göl etrafında kurulmuş etkileyici bir yerleşim bölgesi. Bir benzetme yapılacak olursa; idari merkez olan Bern kafayı, finans merkezi olan Zürih gövdeyi oluşturursa, Luzern de ülkenin kalbi olma onurunu taşır. Muhteşem dağ manzaralarının nefes kestiği, su kenarına kurulmuş bir yerleşim yeri olan Luzern, tarihi kiliseleri, ilgi çekici dükkanları, gözalabildiğine uzanan kırları, her yıl düzenlenen müzik festivali, gölde çarklı vapur turları ile bir turizm şehrinde aranan bütün özelliklere sahip küçük bir şehir. Luzern'e ulaştığımızda yine yağmurlu bir gündü ama şehri gezip keşfetmemize engel değildi. Zaten hiçbir Avrupa ülkesinde yağmurda yürürken ayaklarınız paçalarınız ıslanmaz, çünkü mükemmel alt ve üst yapıları yağmur suyunu anında yok eder. 

Şehrin ortasından geçen Reuss nehri üzerine inşa edilmiş Şapel Köprüsü(Kapellbrücke) kentin sembolü ve üstü kapalı İsviçre köprülerinin tipik bir örneği idi. Tavan kirişlerinin oluşturduğu üçgenleri süsleyen 17. Yüzyıldan kalma yaklaşık 100 resimde, şehrin koruyucu azizleri, kahramanları ve İsviçre tarihinden bazı önemli olaylar resmedilmiş. 

Hemen köprünün yanında bulunan sekizgen su kulesi (Wasserturm) 19. Yüzyıla kadar hapishane, arşiv kütüphanesi ve hazine binası olarak kullanılmış. 

Aslan Anıtı - Löwendenkmal 

Mark Twain'in deyimiyle "Dünyanın en etkileyici ve en mahzun taş kütlesi". Buz bahçesinin yanındaki yemyeşil park içindeki kayalıklara oyulmuş, ölümcül mızrak yarası almış olan hüzünlü Aslan heykeli görülmeye değer. 

Bu heykel Fransız devrimi sırasında Kral XVI. Louis ve ailesini korurken 10 Ağustos 1792 tarihinde hayatını kaybeden 800 İsviçreli askerin anısını yaşatır. 

Luzern Gölü Ve Wilhelm Tell

Orta İsviçre'nin güzelliklerini keşfetmenin en iyi yolu yazın vapurla, kışın ise motorlu teknelerle gölde geziye çıkmaktır. Bu bölgede Uri kantonunun kırsal merkezi olan Altdorf, Wilhelm Tell'in oğlunun başındaki elmayı vurduğu yer olarak bilinir. 

Wilhelm Tell, yaşayıp yaşamadığı bilinmese de İsviçre'nin ulusal kahramanıdır. Sıradan bir köylü olan Wilhelm, 14. Yüzyılda tiran Gessler tarafından, kendisine karşı çıktığı için oğlunun başındaki elmayı okla vurmakla cezalandırılır. Wilhelm ilk okla elmayı vurur ama sırtındaki ikinci oku ne yapacağı sorulduğunda, eğer elmayı vuramazsam, ikinci okla Gessler'i vurmayı düşündüğünü söyleyince hapse atılır. Zindana götürüldüğü gemiden kaçarak Gessler'e pusu kurup onu öldürür.