Depresyon ve Stres


Depresyon

En sık rastlanılan ruhsal durum bozukluğudur. Hafif depresyon hislerinden, ciddi intihar düşüncelerine kadar uzanan bir klinik depresyon aralığı vardır. Hafif depresyon “distimi” olarak da bilinmektedir.

·         Kilo kaybının yanında iştahsızlık ya da kilo almanın yanı sıra aşırı iştah açılması

·         Uykusuzluk ya da aşırı uyku alışkanlığı

·         Fiziksel hiperaktivite ya da hareketsizlik

·         Olağan aktivitelere karşı ilginin ve alınan zevkin azalması ya da cinsel isteğin azalması

·         Enerji kaybı, yorgunluk hissi

·         Değersizlik, kendini kınama ya da uygunsuz suç hissi

·         Düşünme ve konsantrasyon yetisinde azalma

·         Tekrarlayan ölüm ve intihar düşünceleri

Bu belirtilerden beşinin bir kişide bulunması, klinik depresyonun kesin kanıtı olarak kabul edilmektedir. Hatta bu belirtilerin dördünü gösteren bir kişi için de muhtemelen depresyondadır denilebilir. Ancak klinik depresyon teşhisinin kesin olarak konabilmesi için bu belirtilerin en az bir ay boyunca devam etmesi gerekmektedir.

DEPRESYONUN ORGANİK VE FİZYOLOJİK SEBEPLERİ VE AKUPUNKTUR YÖNTEMİ İLE DEPRESYON TEDAVİSİ:

Depresyonun sebebi,genellikle altta yatan organik(kimyasal) ya da fizyolojik bir etken olabilir. Altta yatan nedenleri teşhis etmek ve ortadan kaldırmak başvurulması gereken ilk tedavi yöntemi olmalıdır.

Depresyona sebep olduğu bilinen basit organik etkenleri ortadan kaldırmak önemlidir. Bu etkenler arasında besin eksikliği ya da fazlalığı, ilaçlar, hipoglisemi, hormonal düzensizlik, alerji, çevresel etkenler ve mikrobik etkenler bulunmaktadır.

Depresyondaki hastaların beyinlerinde gerekli olan biyokimyasal değişiklikleri yapabilmek için uygulayabileceğimiz en güçlü yöntem onlara iyimser olmayı öğretmektir.

Düşük düzeylerdeki serotonin depresyona katkıda bulunur. Serotonin önemli bir nörotransmitterdir. (Nörotransmitter; bir sinir hücresinden diğerine bilgi iletmekle sorumlu bir kimyasal taşıyıcıdır.) Serotonin, ruhsal durumu iyileştirici ve sakinleştirici özelliğiyle beynin kendi ilacı olarak nitelendirilmektedir.

Akupunktur yöntemi ile vücuttaki ve kulaktaki özel akupunktur noktalarından direkt olarak vücudun serotonin seviyesinin yükseltilmesi mümkündür. Ayrıca yapılan klinik deneyler sonucunda akupunktur ile yükseltilen serotonin miktarının, vücutta ishal oluşumu gibi bir yan etki yapmadığı görülmüştür.

Modern psikiyatri, nörotransmitterlerde dengesizlik yaratan serotonin, dopamin ve gamaamino butrik asit gibi psikolojik etkenleri teşhis edip ortadan kaldırmak yerine nörotransmitter düzeylerini yönetmeye odaklanmaktadır. Bu amaca yönelik olarak da yaygın olarak antidepresanlar kullanılmaktadır.

İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ ise; Bulantı, baş ağrısı, sinirlilik, uykusuzluk, anksiyete, sersemlik, ishal, ürperme, ağız kuruluğu, terleme, baş dönmesi, kabızlık, görme işlevinde değişiklik gibi çok çeşitlidir.

ANTİDEPRESAN İLAÇLARA ALTERNATİF SUNMAK MÜMKÜNDÜR…

Depresyon ve uykusuzluk tedavisinde kullanılan triptofan takviyesinin altında yatan teori, beyindeki serotonin ve melatonin düzeylerini yükselteceğidir. Akupunktur ile yapılan tedavi şekli dopamin ve serotonin ve adrenalin seviyesini düzenliyor. Dopamin seviyesini arttırıyor ve dolayısıyla triptofan maddesinin yapması beklenen etkiyi vücut mekanizması kendiliğinden üretiyor.

Kulak akupunkturu GABA sentezini arttırıyor, dolayısıyla nöropatik ağrı ya da huzursuz bacak sendromu gibi problemler de çözüme kavuşmuş oluyor.

“Hormonal Etkenler” de depresyona sebebiyet vermektedir. Depresyon, genellikle tiroit hastalıklarının erken bir belirtisidir; Tiroit bezinin az çalışması sonucunda hormon düzeyinin yeterli seviyede olamaması kişide depresyon eğilimine neden olmaktadır. Akupunkturla tedavide ise tiroit uyarılarak hormon düzeyi normal kan seviyesine getirilir.

Depresyon durumundaki tipik sonuçlar sabahları yükselmiş kortizol ve düşük DHEA düzeyi şeklindedir. Kortizol seviyelerindeki bu yükseliş, beynin ortasında bulunan hipotalamus ve hipofiz bezindeki adrenal işlevindeki kontrol mekanizmalarında bir bozukluk olduğuna işaret etmektedir. Akupunktur ile hipotalamus ve hipofiz bezine gerekli uyarılar yapılmak suretiyle mekanizma işleyişi normale döndürülür.

Kaynak:Doğal Tıp Ansiklopedisi;Michael Murray,Joseph Pizzorno