KaliMerhaba Samos Hayallerimizin Şehri


SARMAŞIK

"Hayallerimizin şehri ünlü matematikçinin adında gizli"

İlk 1-2 saatimiz Samosta hayallerimizin pansiyonunu aramakla geçti ama burada bahçeli yeşillikler içinde bir pansiyon yoktu. Hayal kırıklığına uğramış ve Samos şehrini sevmemiştik.

Umutlarımızın tükenmeye başladığı sırada karşımıza tüm güzelliği, sakinliği, arnavut kaldırımlı yemyeşil sokakları, şık, tertemiz cafe ve restoranları, yat limanını ile Pythagorion (Pisagor) şehri çıktı.

Kalimerhaba SAMOS / Dr. Tayfur Yağcı

BAŞLARKEN

Çocukluğumun dillerden düşmeyen şarkısı:

ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA

O KÖY BİZİM KÖYÜMÜZDÜR

GİTMESEK DE GÖRMESEK DE

O KÖY BİZİM KÖYÜMÜZDÜR

şarkısı idi.

Çocuk sesimizin Alaşehirin 5 Eylül ilkokulundaki sınıfımızdan, okulumuzun koridorlarına kadar yayılan uğultusu hala kulaklarımda yankılanır.

Yıllar geçtikçe benim gezgin ruhum, gidilip görülmeyen yerlerin bizlere ait olamayacağını öğretti bana Kuşadasındaki yazlığımın tam karşısında duran gündüz yüzerken seyrettiğim, geceleri ise adanın bize bakan yüzündeki kasabaların ışıklarını ve arabaların farlarını gördüğüm Samos adası da gidip, gezip, görülecek, keşfedilecek yerlerden birisiydi benim için. Bazen en yakındakiler en sona bırakılır ya Samos seyahatim de öyle oldu. Onlarca ülke gezdikten sonra kısmet bu sonbahara imiş. Limonata lezzetinde bir eylül ayında 4 günlük Samos gezimiz sakin, dingin ve bir o kadar da neşeli, keyifli geçti.

Samos gezimiz önceden plan, program yapılmamış bir seyahat idi. Niyetimiz kafamıza göre takılmak seyahat acentalarınca düzenlenen turların aksine yatış, kalkış, yemek, yolculuk, gezilip, görülecek yerlerle ilgi saat ve zaman belirlemeden istediğimiz gibi davranmak idi. Bu sebepten dolayı otel rezervasyonu yaptırmadık. Niyetimiz çiçeklerle bezenmiş, bahçe içinde şirin, temiz bir pansiyonda kalmak, araba kiralayıp bütün adayı keşfetmekti.

HEYECAN VARDI

Samos adasına giden gemiler Kuşadasından hareket ediyor. İki acenteye ait 2 gemi, her sabah saat 09.00da hareket ediyor ve akşam saat 17.00de Samostan geriye dönüyor. Bir gün önce Kuşadasına gelip ertesi sabah hareket edecek Samos gemisine biletlerimizi alarak Eylül ayında daha da güzelleşen Kuşadasında Güzelçamlıda sahilde ayaklarımızı yalayan deniz suyuyla, balıklarımızı yiyip, elimizi uzatınca sanki yakalayacağımız kadar yakın Samosu seyrettik. Hepimizde yeni yerler keşfedecek olmanın tatlı bir heycanı ve mutluluğu vardı. Sabah Kuşadası-Samos yolculuğumuz, güzel güneşli bir havada başladı ve 1,5 saat sürdü. Çünkü gittiğimiz Samos şehri, adanın bize bakmayan arka bölgesinde idi. Dolasıyla adanın ucundan dolanarak ulaştık bu şehre.

HAYAL KIRIKLIĞI

Gemimizin Samos limanına yanaşmasını güvertede beklerken, yanımızdaki Türk yolcunun, arkadaşlarıma işte kalacağımız otel diye 4 katlı beton yığını Samos otelini göstermesini arkadaşlarının sevinçle karşılamasını hepimiz tebessümle karşıladık. Çünkü bu bizim beklentimiz değildi parolarımız "Bahçe içinde, çiçeklerle donatılmış şirin bir pansiyon" idi.

Limanın karşısındaki Rent a Car şirketlerinin birinin önünde araba kiralamak için beklerken tanıştığımız ilk kişi Yunanlı Kostas oldu. Bizim yersiz yurtsuz olduğumuzu anlayıp bize annesinin pansiyonunu önerdi ama "Dreams" pansiyon bizim rüyalarımızın pansiyonu değildi. Çünkü burası 3 katlı beton bir bina idi ve Kostasın tüm pazarlama teknikleri körfez ve deniz manzaralı olmasına rağmen beni hiç etkilemedi. İlk 1-2 saatimiz Samosta hayallerimizin pansiyonunu aramakla geçti ama Samos şehrinde bahçeli yeşillikler içinde bir pansiyon yoktu ve Samos şehrini sevmemiştik. Keşfettiimiz ilk güzel yer Samos şehrine çok yakın çarşaf gibi pırıl pırıl deniziyle Gangou Beach oldu. Burada yüzerek yol yorgunluğumuzu attıktan sonra Verghina Cafe-restorantta yunan yemekleriyle ilk defa tanışmıştık ve nefis bir öğle yemeği ile karnımızı doyurduk. Plajın kenarında bu şirin, tertemiz restoranda yediklerimiz, musakka, kalamar, yunan salatası (çoban salata), fasulye pilaki, cacık, körili tavuk sizlere bişeyler hatırlatıyor mu?

PİSAGOR

Arabayla 2 saatlik gezintinin ardından benim umutlarımın tükenmeye başladığı, arkadaşlarıma bu akşam bir yerlerde kalalım, yarın bizim güzel Kuşadamıza dönelim diye söylenmeye başladığım sırada karşımıza tüm güzelliği, sakinliği, dinginliği, daracık arnavut kaldırımlı yemyeşil sokakları, tek iki katlı bahçeli evleri sahil boyunca uzanan şık, tertemiz cafe ve restoranları, yat limanındaki lüks yatları ve şık, bakımlı yerli, yabancı turistleriyle Pythagorion (Pisagor) şehri çıktı. Burası adadaki en güzel keşfimizdi. Hayallerimizin pansiyonu, denize 50 m mesafede bahçe içinde, çiçeklerle bezenmiş Despina Pansiyon tüm şirinliği, temizliği ile bizi bekliyordu ve güleryüzlü, canlı, neşeli pansiyon sahibesi Madam Athina tatilimizin renkli kişisi olmaya adaydı.

SOĞUK VE NEMLİ

ünyaca ünlü matematikçi Pisagorun adını taşıyan bu güzel turistik şehir aynı zamanda havaalanın hemen yanında idi. Şehrin üzerinden havalanan ve inen uçakları zevkle izledik. Yine burada yeraltındaki yüzlerce metre uzunluktaki Pisagor tünellerine girdim. Bazen tek kişinin zorlukla geçebileceği bazen de daha geniş olan bu tüneller oldukça nemli ve soğuk idi.

Dr. A. Tayfur Yağcı kimdir?

Manisanın Alaşehir ilçesinde doğdu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunudur. Akupunktur eğitimini 1995 yılında Çin Halk Cumhuriyetinde Pekin ve Tianjinde aldı. Buradaki başarılı çalışmalarından dolayı ilk defa bir yabancı hekime verilen "Altın Anahtar" ile ödüllendirildi.

Medikal Estetik Tıbbı Tedavisi Eğitimini 1996 yılında Fransada Pariste tamamladı. Ulusal ve Uluslararası Kongrelerde yayınlanmış çok sayıda bildirisi vardır. Su Grubu üyesi Ressam olan Dr. A. Tayfur Yağcının 5 eseri Uluslararası bilimsel seçici kurul tarafından Floransa Bienalinde sergilenmeye değer bulunmuş ve 5-13 Aralık 2009 tarihinde İtalyaya davet edilmiştir.