Kök Hücre Tedavisi ile Cilt Gençleştirme (P.R.P)


P.R.P PLAZMA (KÖK HÜCRE) TEDAVİSİ

Anti aging uygulamaları arasında, son zamanlarda ‘kök hücre’ tanımından sıklıkla bahsediliyor. Başka bir kimyasaldan yararlanılmadan kişinin kendi hücrelerinin kullanıldığı kök hücre uygulamaları bütün dünyada hızla yaygınlaşmaktadır.

Modern yaşam tarzının bize sunduğu kolaylıklar yanında, cildimize verdiği zararlar da kaçınılmaz bir gerçektir. Düzensiz ve zamansız beslenme, şehir hayatının kargaşası ve stres, cildimizin zamanla yıpranarak zarar görmesine sebep olur.

Ancak artık pratik çözümler sunan ve cerrahi girişimler olmamaları sebebiyle daha tercih edilir hale gelen dermato-kozmetolojik uygulamalar ve medikal cilt bakımları ile bu olumsuz etkileri yok etmek ve yenilerini engellemek mümkün hale gelmiştir.

Yaşlanmaya engelleme çalışmaları arasında son zamanlarda ’kök hücre’ tanımından sıklıkla bahsedilmeye başlanmıştır. Kök hücre uygulamalarında, harici bir kimyasaldan yararlanılmadan kişinin kendi hücreleri kullanılır. Kozmetik alanda kök hücre kullanımı ile cilt gençleştirme ise ‘Otolog Plazma Tedavisi’ olarak adlandırılmaktadır. Otolog terimi; kaynağın hastanın kendi bedeni olduğu anlamına gelmektedir. Yani tedavide başka bir insan donörü ya da hayvan orijini asla kullanılmaz.

PRP plazma tedavisinde, kişinin kendi kanı alınır, özel bir işlemden geçirilir ve kanın şekilli elemanları ile plazması birbirinden ayrılarak trombositlerce zengin bir plazma elde edilir. Trombositler, kanda bulunan ve kanamanın durdurulması ile oluşan yaranın iyileşmesinde rol oynayan hücrelerdir. Ayrıca yeni kolajen üretimi için fibroblast gibi hücreleri uyarır ve yağ hücreleri ile yüzde dolgunluğu sağlayan pre-adipositlere dönüşebilirler. Trombosit açısından zenginleştirilmiş plazmada büyüme faktörünün açığa çıkması ile daha fazla kök hücre çekimine neden olan birkaç milyondan fazla trombosit içerir. Böylece cilde olan yararları ciddi bir artış gösterir.

Yaklaşık 15 dakika içinde gerçekleşen bu işlemden sonra, elde edilen yeni kan, arzu edilen amaç için, küçük enjektörler vasıtası ile hastanın cildine enjekte edilir. Böylece yenilenen kan hücreleri enjekte edilen alanda, hücreleri tamir etmeye ve yeni kolajen sentezlemeye başlar. Tedavi, ciltte biyolojik olarak aktif bir fibrin-iplik iskelesi oluşturur, bu ’iskele’ fibrin ipliklerin içine hapsolan trombositleri barındırır ve takip eden yaklaşık 300 günde fibroblastlar ve kök hücrelerinde olduğu gibi iskelenin içine doğru yeni mikro kan damarları gelişmeye başlar. İşlemden sonra cilt gençleşir, istenmeyen yaralar ve izler önemli oranda yok olur. Cilt parlak, ışıltılı ve pürüzsüz bir görüntüye kavuşur. İşlem toplam 1 saat içinde tamamlanır. İlk gelişte 7-14 gün aralıklarla genelde 3 seans önerilir. Tedavi  6-12 ay aralıklarla tekrarlanırsa, sonuç daha çok başarılı ve kalıcı olur.

Enjeksiyondan 30 - 45 dakika önce uygulanan topikal anestetik krem ve buz torbaları, analjezi bağlamında genellikle yeterlidir. Dudaklar ve alın bölgesi gibi fazlasıyla hassas bölgeler üzerinde lokal anestezi gerekebilir. İronik bir şekilde, göze yakın olmalarına rağmen göz kapakları çok fazla hassas değildir; çünkü burada deri oldukça incedir. Hastaların tedavi sonrasında aspirin gibi herhangi bir anti-enflamatuar ilaç almamaları tavsiye edilir. Plazma tedavisi yanık, yara, sivilce ve kırışıklık doğum sonrası çatlaklar ve hızlı büyüme esnasında ortaya çıkan vücut çatlaklarının tedavisinde de uygulanabilir.

Önemli bir kullanım alanı da saç dökülmesi tedavisidir. Dökülen ancak kökleri ölmemiş olan saçları yeniden kazanmada oldukça başarılı sonuçlar alınmıştır. Ayrıca herhangi bir yaş kısıtlaması da bulunmamaktadır. Ancak sözü ettiğimiz organ deri olduğu ve deride estetik duruşumuzu ortaya koyduğu için bu işlem mutlaka uzman ellerde yapılmalıdır. Tedavide kan, derinin kendi katmaları içerisinde özel bir şekilde verilmektedir. Yani kanın nereye, nasıl verileceği çok iyi bilmek önem taşır. Yanlış bir katmana verilen kan, cilde ciddi bir hasar vermemekle birlikte, bir yararda sağlamaz. Can yakıcı bir tedavi değildir, iğnenin batma acısının dışında herhangi bir acı ağrı hissedilmemektedir. Bu cilt gençleştirme tekniği 2004 yılından bu yana Japonya, İngiltere, İspanya, Portekiz, Arjantin ve daha pek çok ülkede kullanılmaktadır.