Konya 2. Gün


                                      KONYA VE ŞEB-İ ARUS TÖRENİ 

    Mevlevilikte Şeb-i Arus, Düğün Gecesi anlamına gelir. Mevlana Celaleddin Rumi’nin öldüğü gecedir. 

    Mevlana Celaleddin-i Rumi bu geceyi ,Rabbi’ne sevgiliye kavuşma gecesi olarak adlandırır. Mevlana’nın ölüm yıldönümlerinde 17 Aralık tarihine denk gelen haftalarda yapılır. Uluslararası Vuslat Yıldönümü Anma Törenleri olarak bu yıl 743.ncü yıldönümü kutlanmaktadır ve  Şeb-i Arus olarak ta anılır. 

    10 Aralık’ da 10 bin kişilik Konya Spor ve Sergi Salonundaki törende salon tam doluydu, ben ve Gündoğdu Rotary Kulubü üyesi 21 arkadaşım heyecanla töreni izledik. 

    Sanatçı Ahmet Özhan’ın solistliğini yaptığı Mevlevi korosu ve orkestrasından dinlediğimiz ilahilerden sonra Sema Gösterisi başladı. 

                                                 SEMA GÖSTERİSİ 

    Nefes, dokunuş ve ritimle icra edilen Tasavvuf Musıkisi, ney, kudüm, rebab, halile, def ve tanburların ruhumuza huzur veren tınılarıyla salonu doldururken, 38 semazenin muhteşem Ayin ve sema gösterisi başladı. Post- nişin’i Hak’tan halka açtığı kolları ve uçuşan tennureleriyle semazenlerin sonsuzluğa dönüşleri, salonda adeta papatya tarlasında uçuşan beyaz kelebekler gibiydiler. Hayranlıkla ve soluklarımızı tutarak izledik bu gösteriyi. 

                                              TOPLUMA HİZMET PROJESİ 

     Mevlana Dostluk ve Barış Etkinliklerine, Gündoğdu Rotary Kulubü olarak, Konya Rotary Kulübünün davet ve organizasyonu ile katıldık. 

     Konya Rotary kulübünce 11.cisi organize edilen bu topluma hizmet projesinde elde edilen gelir “Cinsel ihmal ve istismara uğramış 47 kızımızın barındığı Konya “ÇÖDEM” için kullanılacak ve biz de kalabalık katılımımızla Gündoğdu Rotary olarak bu projeyi desteklemiş olduk. Aynı zamanda Konya Rotary’nin muhteşem organizasyonu ile Konya’yı ve Şeb-i Arus törenlerini yaşamış olduk. 

                            KONYA’DA GEZİP GÖRDÜĞÜMÜZ YERLER 

     Konya adeta açık hava müzesi bir şehir. Uçaktan baktığımda en çok dikkatimi çeken camiler ve göğe yükselen minareler idi. Nitekim Konya, nüfusuna oranla Türkiye’de en çok caminin olduğu bir şehir. Alaaddin Tepesi ve Camii, kapısından daha büyük ve geniş pencereleriyle çok beğendiğim Aziziye Camii, Şems- i Tebrizi camii ve Türbesi, Mevlana Müzesi, Karatay Medresesi ve Müzesi, Sultan Selim Camii, Meram Bağları, insanlık tarihinin 9 bin yıllık ilk yerleşim yeri Unesco Dünya Kültür Mirası Çatalhöyük, Aya Eleni kilisesi ve camileriyle Sille gezip görebildiklerimiz.

 Bamya çorbası, Arabaşı çorbası, etli ekmek, tirit, etli yaprak sarması, patlıcan közleme kebabı, furun kebabı, ekmek salması, höşmerim helvası, saçarası tatlısı ve demir hindi şerbeti ile tadın damağımızda kaldı KONYA.