La Dolce Vita İtalya Venedik Karnavalı


SARMAŞIK

Zengin ve fakir ayrımı maskelerle kalkıyor.

Sosyal sınıf farkının oldukça büyük olduğu dönemlerde maskeler ile kişilerin kim olduğu önemini yitirmekte böylece zenginler birer sokak satıcısı, fakirler ise birer prens veya prenses gibi görünerek hayallerini gerçeklerştirmekteydiler.

La Dolce Vita Tatlı Hayat İTALYA / Dr. A. TAYFUR YAĞCI

Ocak ayının son günleri ile Şubat ayının ilk günleri arasında 15 günboyunca kutlanan karnavala hakim olan aksesuar maskelerdir. Sosyal sınıf farkının oldukça büyük olduğu dönemlerde yılda 15 gün takılan bu maskeler ile kişilerin kim olduğu önemini yitirmekte idi. Böylece zenginler birer sokak satıcısı, fakirler ise birer prens veya prenses gibi görünerek hayallerini gerçeklerştirmekteydiler. Venedikte daracık sokaklarda dolaşırken çok sayıda maske satan, vitrinleri rengarenk ve çeşit çeşit maskelerle dolu çok sayıda dükkan dikkatimi çekti.

SAN MARCO MEYDANI

Karnavaldaki maskelerin ortak özelliği, gizemli, çılgın ve korkutucu olmasıdır. Sanki bu üç kavram, bir kediyi anlatır gibidir. Kedili maskeler de bu yönüyle sıkça rastlanan maske çeşitleri arasında yer alır. Ben de bir maske aldım kendime hatıra olarak, daha önceki gidişimizde de almıştım, bir tane de hediye gelmişti böylece 3 tane maskem oldu.

San Marco meydanı Venedikin Sembolüdür ve böylesine geniş tek meydanıdır. Yüzyıllar boyunca komutanların savaş için, yerel tüccarların ise pazar arayışları bu meydanda başlayıp sonlanmıştır. 1797de Repubblica Serena burada Napoleona yenik düşmüştür ve Napolyon bu meydan için "Burası dünyanın en güzel sanat galerisiymiş" demiştir.

Meydanda ve buraya açılan küçük dar sokaklarda, hediyelik eşyaları, Murano cam işleri, şık danteller, masklar ve pahalı mücevherler satan dükkanlar ile 18inci yüzyılın zarif ve şık cafeleri sizi alışverişe ve bir kahve içimine bekler hep. Ama kışın meydan çok boş ve cafelerin bir kısmı ise kapalı idi ve her yerde deniz yükselip su bastığı zaman yürümek için kullanılan yaklaşık 50 cm yükseklikte yol oluşturmuş uzun masalar vardı.

San Marco meydanındaki, Basilica di San Marco kilisesi doğu ve batı kültürlerini Venedikte buluşturduğu gibi, yaldızlı ön cephesi ile meydana egzotik bir hava verir. Mozaiklerle süslü kapısından içeriye girdiğinizde dış cephedeki vitraylardan içeri süzülen ışıkta renklerin dansını görebilirsiniz. Ama maalesef gerek bu basilikada gerekse Avrupa ülkelerinde gezip gördüğüm onlarca diğer kilise ve katedrallerde hissettiğim duygu ürperti ve korkudur. Bizim camilerimizin insana huzur veren havası, maalesef kiliselerde yok. Nedeni de çoğu ortaçağ karanlığında inşa edilen bu dev yapılar, kilisenin gücünü ve etkisini hissettirmek ve korku vermek için yapılmış maalesef.

ÇAN KULESİ

San Marco meydanındaki buluşma noktası bu saat kulesidir. Tıpkı bizim Konaktaki saat kulesi veya Alsancakta Sevinç Pastenesinin önünde verilen randevular gibidir. Yaldız ve çok renkli mineyle kaplı saat mekanizması, saat başlarını yeşil bronz heykellerin çekiç sesleriyle bildirir.

San Marco meydanına geldiğinizde bence ilk yapılacak iş, bir zamanlar, çan kulesi, deniz feneri ve rüzgar gülü olarak kullanılan 99 metre yüksekliğindeki bu kuleye çıkıp meydanı ve Venediki seyredip ne, nerede, bir yer belirlemesi yapmak olmalı. Bu şekilde şehri gezmek daha kolay ve rahat oluyor. Tabi ki kalabalık sezonda saatlerce beklemeyi göze alabilirseniz. İlk geldiğimde yaz ayları idi ve ben çan kulesine de çıkamamış, Basilica di San Marcoyu görememiştim kalabalıktan. Ama bu kez çıktım kuleye inaılmaz güzel Venedik manzarası var yukardan.

RIALTO KÖPRÜSÜ

Büyük kanalın iki yakasını birleştiren üç köprüden birisidir ve en güzelidir mimari yapısıyla. Hemen köprünün ayaklarından kanal boyunca uzanan kıyıda güzel lokantalar ve güzel butikler vardır. Şehrin San Marco meydanından sonra en hareketli, canlı bölgelerinden biridir. Dükler sarayı ile hapishaneyi birbirine bağlayan bu ünlü geçit, adını, hapishanenin işkence odalarına giden mahkumların, şehre son kez bakıp "iç çekmelerinden" almıştır. Saray ile hapishaneyi ayıran kanalın üzerine yapılmıştır. Meşhur Casanova bu hapishanede 15 ay tutuklu kaldıktan sonra kaçmayı başarmıştır.

FARKLI BİR DÜNYA

Sizlerle paylaşmaya çalıştığım, Venedikin popüler, bilinen, sevilen mekanlarının dışında küçücük kanallarla birbirine bağlı, onlarca daracık yollar ve köprülerden geçerek şehrin iç kesimlerinde dolaşırken, inanılmaz güzel değişik mekanlar keşfettim. Sonuçta turizm ve seyahat dışında burada yaşayan, işi, gücü, okulu, devlet memuru olan binlerce insan vardı ve de onların bir yaşamı vardı.

Ben yine arkadaşlarımdan ayrılıp, yalnız bu farklı dünyaları keşfettim. Venedikte elimde harita ile. Tıpkı seyahat ettiğim tüm ülkelerde olduğu gibi o ülke insanı gibi yaşayarak anlamaya çalıştım bu dünyanın en ilginç, değişik, büyüleyici şehrini ve insanlarını. Siz de öyle yapın, böylece hoş süprizlerle karşılaşırsınız. Bence her ülke ve şehir keşfedilmeye değerdir.