Midilli Moni İpsilou Sigri Eressos


SARMAŞIK

Adada ayak basmadık yer kalmadı

Giriş tarihi : 20.01.2011, Perşembe 15:56 Güncelleme : 15:56

Kuzeyi, güneyi, doğuyu gezip, gördükten sonra sırada adanın batı kıyıları vardı. İlk durak Vatusa ve ardından Antisa keşfedildikten sonra Moni İpsulou Manastırı ve Sigri kasabasına bir ziyaret gerçekleştirdik

Midilliyi keşfetmek demek, ayak basmadık yer bırakmamak demektir. Biz de öyle yaptık, kuzeyi, güneyi, doğuyu gezip, gördükten sonra sırada adanın batı kıyıları vardı. Fakat bugünkü yolculuğumuz ağaçsız, yeşilsiz çorak ve dağlık bir coğrafyada sevimsiz bir yolculuktu. Güneşten ve sıcaktan bunalınca Vatousa şehri bir vaha gibi geldi bize. Şehir meydanındaki ağaçlar altındaki gölgelikte çeşme suyuyla serinleyip kahve molası verdik ve tembel tembel oturan adalılarla sohbet ettik.

İkinci durağımız Antisa kasabasıydı. Yol üzerindeki levhalar bizi antik köy meydanına çağırıyordu. Merak edip Antisaya çevirdik rotayı. Adadaki her yerleşim yeri gibi korunmuş tipik Rum kasabası ve ağaçlar altında yemyeşil serin bir köy meydanı ile karşılaştık soğuk bir şeyler içmek iyi geldi bize.

MONİ İPSULOU MANASTIRI

Yol üzerinde yüksek çorak bir tepeye kurulmuş olan Moni İpsilou manastırı papazı belliki tam bir Robinson hayatı yaşıyordu. Hani kervan geçmez, kuş konmaz derler ya tam işte öyle bir tepede yapayalnız koyun-keçi besleyip yaşıyordu bu eski tarihi manastırda. Simsiyah kıyafetler içinde uzun sakalıyla ürküntü verici idi ne manastır ne de papaz dini bir mekanda olmanın huzurunu ve kutsallığını hissettirmiyordu insana.

Manastırın bulunduğu tepedeki askeri alandaki radar ve Çanakkale boğazına yönlendirilmiş füze rampası "korku dağları bekler" atasözünü hatırlattı bana.

Bu bölgedeki, 10 milyon yıl önce volkanik hareketlerle taşlaşmış orman alanındaki ağaçları gördük, etrafı çitlerle çevrilmiş bir müze alanı haline getirilmiş burası.

SİGRİ VE ERESSOS

Sigri şehri midilli adasının en batısında sevimsiz, hiçbir özelliği ve de güzelliği olmayan bir şehir. Sabahtan beri çorak arazide seyahat ederek sıcaktan bunalmış bir vaziyette geldik Sigriye. Plajı açık denize bakan bir sahilde, dalgalı ve küçücüktü.

Tek tük insan vardı ve burada yüzmek gelmedi içimizden yönümüzü güneye çevirdik.

Eressos şehrinde mola vermeden sahildeki Skala Eressosun plajına doğru rotamızı belirledik. Burada oldukça uzun ve geniş bir kumsal ve sörf alanı ile karşılaştık.

Bütün günün sıcağı ve yorgunluğundan sonra serin, masmavi sularda kulaç atıp serinlemek hepimize çok iyi geldi.

HOŞÇAKALIN

Her ülke ve şehir gezilip, görülmeye değerdir. Midilli adası da benim için, sessiz, sakin plajları, zamanın yavaş aktığı, şehir, kasaba ve köylerindeki dingin yaşamı ile anılarımda kaldı. Yeni heyecanlar, yeni keşifler için ilkbahar ve yazın gelişini, yeni yolculuklarımı tekrar sizlerle paylaşmanın özlemiyle ayrıldım Midilli adasından.

Sağlıkla kalın, hoşçakalın.

Dr. A. Tayfur YAĞCI

Manisanın Alaşehir ilçesinde doğdu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunudur. Akupunktur üst eğitimi için 1995 Yılında Çin Halk Cumhuriyetine gitti. Çinde Pekinde uluslararası Akupunktur Akademisine bağlı hastanelerde çalıştı. İzmirin kardeş şehri Tianjinde geleneksel Çin Tıbbı ve Akupunktur Üniversitesi 1000 yataklı Eğitim Hastanesinde çalıştı. Buradaki başarılı çalışmalarından dolayı ilk defa bir yabancı hekime verilen "Altın Anahtar" ile ödüllendirildi. Mezoterapi ve Medikal Estetik tıbbi tedavisi eğitimini 1996 da Fransada Pariste tamamladı. Türkiyede bu eğitimi alan ilk 5 hekimden biridir ve İzmirde yıllarca tek hekim olarak çalışmıştır.

Klasik Homeopati eğitimi almıştır ve bu konuda Türkiyenin sertifikalı ilk homeopatlarından dır. İGNH, uluslararası Hunekeye göre bilimsel Nöralterapi ve Regülasyon Derneği üyesidir ve eğitimini bu prensipler içerisinde almıştır. Yorktest izmir Bölgesi Yetikli Uygulayacısıdır. Ulusal ve uluslararası kongrelerde yayınlanmış çok sayıda bildirisi vardır. Mesleğiyle ilgili çok sayıda derneğin üyesi ve kurucu üyesidir. TC. Sağlık bakanlığı Akupunktur Tedavisi Uygulama Yetki Belgesi ve Medikal Estetik Uygulama Yetki Belgesi sahibidir.

Dr. A. Tayfur Yağcı, 1995 yılından beri kongre seminer sempozyum kurs eğitim ve gezi amacıyla yaptığı yurtdışı seyahatlerinde gezip görüp yaşadıklarını ve yolculuk anılarını Yeni Asır gazetesinde yazı dizisi şeklinde yazarak okuyucularıyla paylaşmaktadır. Su gurubu üyesi ressam olan Dr. A. Tayfur Yağcı, uluslararası bilimsel seçici kurul tarafından dünyanın 3 büyük bienalinden birisi olan Floransa Bienaline davet edilmiş ve 5-13 Aralık 2009 tarihinde obesite konulu 3 eseri ile Bienale katılarak Türkiyeyi temsil etmiştir.