Romantik İtalya Portofino


SARMAŞIK

Ben aşkımı Portofinoda buldum

Giriş tarihi : 20.10.2010, Çarşamba 17:18 Güncelleme : 17:18

Yıllardır dillerden düşmeyen bir şarkıyla ilham kaynağı olan Portofino, İtalyada şirin, küçük ama gösterişli bir kasaba... Eskiden balıkçı ve korsan gemilerinin doldurduğu küçük körfezinde şimdi ise lüks yat ve tekneler süzülüyor

KIŞKIRTICI COTE DAZUR VE ROMANTİK İTALYA / DR. TAYFUR YAĞCI

Tıp fakültesindeki öğrencilik yıllarımın dillerden düşmeyen şarkısıydı I Found My Love in Portofino (Ben Aşkımı Portofinoda Buldum)... Yeni gitar çalmaya başlamıştım, arkadaşlarımla birlikte hem çalıp hem söylerken geri plandaki dalga seslerini şırrr şırrr diye ağzımızla müziğe ilave ederdik, güzel yıllardı. O zamanlardan beri hep merak eder ve gidip görmek isterdim. İtalyanın bu şirin küçüçük kasabasını kısmet bu seneyeymiş.

İzmirden iki saat 15 dakikalık bir uçak yolculuğu ile vardık. İtalya Bolognaya, geceyi buradaki otelde geçirdikten sonra sabah erken saatlerde 3 saatlik Kuzey İtalyanın dağ tepe ova, yemyeşil muhteşem doğasını seyrede seyrede yine çok güzel bir tatil şehri olan Santa Margherita Ligureye ulaştık. Buradan Portofinoya kara yolu ile dar ve virajlı yollardan ancak taksi veya küçük minübüslerle ulaşılabildiğinden herkes gibi bizde 15 dakikalık bir küçük gemi yolculuğuyla vardık. Bu şirin mi şirin, küçük mü küçük kasabaya.

Orta çağdan kalma küçük bir İtalyan kasabası olmasına rağmen korsanların sık uğradığı bir kasaba Portofino... Aynı zamanda burası çok kısa sahili ve binaların olduğu çok dar bir yerleşim alanının etrafı yüksek yemyeşil tepelerde çevirili. Eskiden balıkçı ve korsan gemilerinin doldurduğu küçük körfezinde şimdi ise lüks yat ve tekneler bir tatil kasabası olduğunun göstergesi, 3 tane küçük kilisesi var, çünkü o dönemlerde kiliseler denizcilerin uğurlanıp karşılandığı ve de dua edildiği yerler aynı zamanda orta çağda gücü ve zenginliği temsil ettiği için inşa edilmiş.

Yazın 500, kışın 250 kişinin yaşadığı bu şirin kasaba tepelerinin yamaçlarında yeşillikler içinde Berlusconi, Dolce ve Gabbana gibi ünlülerin yazlık villalarının olduğu bir yer aynı zamanda.. Sahillerdeki restorantlardan birinde pizzamızı yiyip İtalyanların meşhur "Spumante Malvasia Bianco" dedikleri tatlı beyaz aperatif şarabımızı güzel gezimize ve sağlığımıza diye kadeh kaldırıp içtik arkadaşlarımla. Bu şarap benim İtalya gezilerimin vazgeçilmezi oldu, gazoz gibi içimiyle nefis bir şey size de öneririm.

TATLI BİR HAYAT

Portofino yıllardan beri tatlı hayat yaşayan varlıklı bir kitlenin tercih ettiği bir tatil kasabası. Küçük sahilini ve körfezi dolduran ultra lüks yatlara rağmen sessiz sakin ve dingin küçücük körfezi kucaklayan rengarenk binaları ve bu binalarında altındaki şık restoran, kafe, butik ve hediyelik eşya dükkanları sırtını dayadığı tepelerdeki ormanların arasındaki lüks villaları ile tam bir huzur köyü.

Burası ancak balayını yaşayan yeni evli çiftlerin ve de gözü birbirinden başkasını görmeyen aşıklara uygun bir tatil için tercih edilebilir. İlişkilerinde kilometreleri çoktan katetmiş olanlar için ise birinci günden sonra sıkıntı verebilir diye düşünüyorum.

Portofinoya gitmek üzere gemiye bindiğimiz Santa Margherita Ligure şehri İtalyan Rivievasının çok güzel şirin şehirlerinden bir tanesi sahilinde bizi Vittorio Emanuela ve Genovalı olduğu bilinen Kristof Colombun heykeli karşıladığı binaların dış yüzeyleri uzaktan bakınca kabartma gibi duran renkli fresklerle kaplanmış ve şehre farklı bir hava vermiş. Bu dış cephe boyaları 18. yüzyıldan beri yapılıyormuş. Şık kafe ve butikler güzel otellerle dolu yeşillikler içinde bir şehir burası.

Sinemanın Avrupalı adresi, Cannes

Bugün dünyaca ünlü film festivali ve plajlarıyla tanınan Cannesdayız. Hava günlük, güneşlik, cafe ve restoranlar dolu. insanın böyle yerlerde zengin gibi yaşaması geliyor, yediğinin içtiğinin hesabını yapmadan keyif sürmesi geliyor biz de yapabildiğimiz kadar yaptık, darısı başınıza. İlk işimiz film festivallerine ev sahipliği yapan Grand Auditoriumun merdivenlerinde fotoğraf çektirmek oldu ana maalesef kırmızı halımız yoktu. Çevresinde yaklaşık 300 ünlünün el izinin olduğu bir alan hemen yanı başında da ünlü olmak isteyen güzel, seksi, çekici kadınların basın mensuplarına poz verdiği küçük plaj ve bunun devamında ünlü Cannes sahili. Plajlar ve sokaklar orta yaşlı erkekler ve güzel bakımlı genç kızlarla dolu. Çocuk mu, ara ki bulasın. Sahilin hemen arkasında festivaller boyunca tıka basa dolan lüks oteller, rezidanslar, villalar kısacası yine zenginlik.

ANTIBES BÜYÜSÜ

Cote DAzurun bir başka bakımlı, güzel, yeşillikler içinde bir şehri Antibes. Marinası Avrupanın en büyüğü, yüzlerce sanki gemi gibi süper lüks yatlarla dolu, şehri çepe çevre saran surlar karşılıyor bizi deniz kenarlarında. Burası Picassonun yaşadığı şehirlerden birisi. Bizim ressamlarımızdan Abidin Dino, Picassonun davetlisi olarak gelmiş buraya onun atölyesinde çalışmış, üzerinde yürüdüğümüz merdivenlerde soyut resimler yapmış.

GELİNLER GÜLDÜ

Antibesde günlerden cumartesi ve klisede çok sayıda düğün var, gelin damatların birisi giriyor, diğeri çıkıyor kiliselerden. Sevgili Cansu, gelinlerden birinin ayakkabısının altına adını yazdı. Aynı şekilde St. Paul de Vencede sevgili Tuğçe de bir başka gelinin ayakkabısının adını yazmıştı. Bunun bir Türk geleneği olduğunu ve şans getireceğini öğrenen gelinler çok güldüler. Hadi bakalım kolay gelsin Tuğçe ve Cansu.

YARIN: BOLOGNA, SAN REMO VE CENOVA