Rüya Şehir Brugge ve Lüksemburg


Benelüks ülkeleri ve modern yaşam

Hazırlayan: Dr. Tayfur Yağcı

Küçük dev adam: Lüksemburg

Dünya ülkeleri arasında yüzölçüm olarak 16. sırada yer alan Lüksemburg, kişi başına düşen 86 bin dolarlık milli geliri ile Avrupanın en zengin ülkesi ve uluslararası politik arenada söz sahibi...

RÜYA ŞEHİR: BRUGGE

Bir şehir düşünün ki Avrupanın en iyi korunmuş Ortaçağdan kalma şehri olsun. yine bir şehir düşünün ki sizi tarihte yolculuğa çıkarsın, parke taşı döşenmiş dar ve kıvrımlı sokakları, geniş meydanları, üçgen çatılı evleri, gotik tarzı binaları, sokaklarında dolaşan faytonların at nalı sesleri sizi romantizmin kucağına itsin. Bir şehir düşünün ki Ren nehrinin kollarının oluşturduğu kanalların içine kurulsun ve bu kanalları süsleyen kemerli eski köprüler, suyun insana huzur veren ninnisinin yanı sıra Ortaçağ görkemini yansıtsın, yemyeşil park ve bahçeleriyle size huzur versin, işte bu rüya şehir Brugge.

Belçikanın Kuzey Denizi sınırında ve "kuzeyin Venediki" diye adlandırılan Brugge, Pragdan daha eski bir geçmişe sahip ve 2. Dünya Savaşında tek bir bomba dahi düşmeden, bozulmadan Ortaçağ mimarisini koruyabilmiş bir şehirdir.

Unesco tarafından 2000 yılında Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilmiştir.

Yılda 3 milyon turistin ziyaret ettiği, değişik çikolataları, rahibe işi dantelleri ve biralarıyla ünlü görülmeye değer bir şehir.

Burada konakladığımız otelin ismi "Leonardo" olunca hekimlik mesleğimin yanında aynı zamanda bir ressam olarak ayrı bir sempati duydum bu şehire.

Brugge şehrinde sadece 3 tane yüksek bina var. Bunlar; St. Salvators Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi ve 83 metre yüksekliğinde 47 adet çanla müzik yapan ünlü Belfort Çan Kulesi.

Bu kiliselerden, Meryem Ana Kilisesindeki Michelangelonun 1504te 20li yaşlarında iken beyaz mermerden yaptığı ünlü "Meryem Ana ve İsa" heykeli şehre gelen turistlerin çok ilgisini çekiyor. Çünkü Michalengelonun hayattayken hiçbir eserinin İtalya dışına çıkmasına izin vemrediği biliniyor ve bu heykelin Bruggee nasıl geldiği konusunda değişik söylentiler var.

Siyah Lacivert renklere sahip olan ünlü Belçika futbol takımıBrugge, bu şehrin takımıdır. Futbol hayranı okurlar hemen hatırlayacaklardır bu bir zamanların ünlü takımını.

Belçikaya seyahat edenlere önerim, Brüksele 1 saat uzaklıktaki bu rüya şehri mutkala görmeleri ve bir günlerini bu büyüleyici şehre ayırmaları olacaktır.

Eğer şairin dediği gibi "Boşver hayaller de güzel onları yaşamak kadar" diyenlerdenseniz, umarım Bruggeü hayallerinizde yaşatabilmişimdir.

Bir ülke düşünün ki, dünya ülkeleri arasında yüzölçüm olarak 16. sırada olsun, yine bir ülke düşünün ki 480.000 nüfusuyla dünya ülkeleri arasından 168. olsun. Ama tüm bunlara rağmen kişi başı milli geliri 86.000 USD(dolar) ile Avrupanın en zengin ülkesi olsun ve uluslararası politik arenada söz sahibi olsun, işte bu ülke Lüksemburg.

Anayasal monarşi ile yönetilen bu ülkenin başketi Lüksemburg, geniş caddeler, park ve bahçeleri, ıssız sessiz sokakları ve caddelerinde dolaşan araba farlarından görebileceğiniz kadar lüks son model arabalarıyla huzurlu bir şehir.

Şehrin hemen yanındaki Petrus vadisi, huzuru daha da artırıyor. Önceleri çok sevdiğim hoşuma giden bu dinginliğin daha sonra beni rahatsız ettiğini hissettim. Biz Türk insanı olarak yüksek adrenalin ile yaşamaya öylesine alışmışız ki böylesine sessiz şehirler ve hayat bizi sıkar diye düşündüm.

2007de Avrupa Kültür Başkenti seçilen Lüksemburg paranın en temiz kazanıldığı ülkelerden biri ve beyaz yakalıların ülkesi. Neden mi? Çünkü burası bir finans ve bankacılık ülkesi.

Lüksemburgun bankaları, İsviçre bankalarından daha fazla söz edilir durumda. Tabii ki ülkenin geliri de aynı oranda yüksek.

İzmiri marka yapmak

Dünyada artık ülkeler ve şehirler kendilerini daha iyi tanıtabilmek için tekileyici yeni konular, semboller ve sloganlar peşindeler.

Ülkemiz için şimdiye kadar yaptığımız ama artık fazla işe yaramayan deniz, kum, güneş, döner kebap, şiş kebap ucuzluğundan kurtulmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

İzmirimizi gerçekten bütün dünyaya tanıtmak ve bir marka şehir haline getirmek istiyorsak daha çarpıcı konular bulmamız gerekiyor artık.

Geçtiğimiz günlerde TAV İzmir Genel Müdürü Serkan Balcı ve TAV İzmir Teknik Müdürü Necdet Büyükbayın konuğu olarak Adnan Menderes Havaalanı Dış Hatlar bölümünün konuğu olduk bir grup arkadaşımla bilrikte.

Necdet Büyükbayın sunduğu toplantıda İzmirin marka şehir olması yönünde seçtiği konular aşağıdakilerdi:

  • 1- Homeros: İlyada ve Odyssenin yazarı Homeros, Symrnada(İzmir) doğmuştur.
  • 2- Sibyl Erythrae: Michelangelonun resmini yaptığı kadın kahin Çeşmedendir.
  • 3- Autolycus: Dünyada ilk defa enlem ve boylam kavramını ortaya koyan kişi Pitane Çandarlıdandır ve aydaki 2 kraterden birine ismi verilmiştir.

Ne dersiniz İzmir sevdalıları, gelin bu konuda hep birlikte elimizden geleni yapalım. İzmirimizi bir marka şehir olarak dünyaya tanıtalım.