TUNUS - Monastır


 MONASTIR

  Hammamet ve çevresinde geçirdiğimiz dört günden sonra bu kez daha güneyde Tunus’un plajları ve otelleri ile ünlü Monastır şehrindeyiz.

  Bu şehir,Tunuslular arasında ünlü lider Habib Burgiba’nın memleketi olarak büyük bir öneme sahiptir.1956 yılında ülkesine bağımsızlık kazandıran lider,1903 yılında Monastır’da doğmuştur.Bu yüzden şehirde hemen her yerde Burgiba’nın izlerini ve heykellerini görmek mümkündür.

  Ülkesini Fransız sömürgeciliğinden kurtaran ve laik cumhuriyetin temellerini atan Habib Burgiba,kendisine örnek olarak,yine bir bağımsızlık savaşçısı ve lider Mustafa Kemal Atatürk’ü almıştır,Tunuslular Mustafa Kemal Atatürk’ü çok seviyorlar.

  Habib Burgiba’nın Anıtmezarı geniş bir alana kurulmuş.Altın yaldızlı kubbesi ve yine altın yaldızlı ikiz minaresi ile etkileyici bir görünüme sahip.Burgiba’nın yanı sıra karısı ve aile üyeleri de burada gömülü.

                                 FESTİVAL DEVAM EDİYOR

  Monastir’da kaldığımız otel,aynı zamanda festival etkinliklerinin yapıldığı bir yer.

Otelimiz Les Palmiers,Monastır’dan Sousse şehrine kadar uzanan ince kumlu plajlar ve otellerin yer aldığı sahilin en başında,Monastır şehrinin en yakınında.

  Tek katlı yan yana dizili odalarımızın önü çimen,havuz ve palmiyelerle süslü geniş bir bahçe.Bazen odamızın balkonunda,bazen havuzun veya denizin kenarında,çimenlerin üzerinde palmiyelerin gölgesinde resimlerimizi yapıp,terimizi ve yorgunluğumuzu havuzda veya denizde attığımız sevimli bir otel.Tunus ve diğer Arap ülkelerine seyahatlerde önerim kesinlikle beş ya da dört yıldızlı oteller çünkü hijyen maalesef tüm Arap ülkelerinde ciddi bir sorun.

                               HOŞ GELDİN KOKTEYLİ

  Altı günümüzü geçireceğimiz Monastır’da ilk günün sabahında programımız Belediye Başkanlığını ziyaretle başladı.Mütevazi belediye binasının önünde bizi Fransızca,Hoş geldin afişi karşıladı.Tunus’ta resmi dil Arapça ama halkın büyük çoğunluğu Fransızcayı çok güzel konuşuyor,çocuklar bile.Turistik bölgelerde İngilizceyi yarım yamalak konuşan az sayıda insan var.

  Belediye başkanı ve yardımcıları bizi geniş bir salonda karşıladı;memnuniyet ve iyi niyet konuşmalarından sonra,çeşitli meyve suları ve kurabiye ikramından sonra,teker teker elimizi sıkarak uğurladı.Belediye binasında Habib Burgiba’nın odası aynen korunuyor.

  Aynı günün akşamı Monastır Marina’sındaki sergi açılışında yine bizlerle birlikte olması festivale ve sanata verdiği desteğin bir göstergesi idi.Burada bizi yine Tunus geleneksel kıyafetleri içerisinde folklor ekibi karşıladı.

 

                          TUNUS DÜĞÜNÜ VE YAŞAM

  Kaldığımız otelin animasyon alanı ve sahnesinde,sabahtan akşama kadar devam eden bir düğün hazırlığına tanık olduk.Masalar,sandalyeler,gelinin ve damadın ailesinin oturduğu,üstü kapalı kare şeklinde çadırlar,gelin-damat koltuğu,orkestranın bulunduğu alan,her yer ama her yer bembeyaz kumaşlarla hazırlandı,belli ki bu bir zengin düğünüydü.Düğün akşam geç bir saatte 22.30’da başladı.Gelin ve damat çok yavaş hareketlerle düğün alanını katederek kendileri için hazırlanan saltanat koltuğuna oturdu.Misafirlere su,meyve suyu ve tatlı kurabiyeler ikram edildi.Damat ve babası da dahil olmak üzere  isteyen konuklar,parasını ödeyerek otelin barına gelip içkilerini içtiler.Tunus’ta içki yasağı yok,ama içkinin satıldığı yerler genelde turistik otellerin restoran ve barları.Küçük şehirlerde içkili yerler yok denecek kadar az.

  Düğün gecesi Arap müziği eşliğinde en az davetliler kadar,otelde kalan festival katılımcısı yabancı sanatçılarda bol bol eğlendik.Geç başlayan düğün yine geç bir saatte 02.30’da sona erdi.Bu geleneksel düğün hepimiz için değişik bir deneyim oldu ama bizim düğünlerimizden farklı değildi.Davetlilerin kıyafetleri aynı bizim toplumumuzda olduğu gibi göğüs ve beline kadar açık sırt dekolteli kıyafetlisinden geleneksel,mutaasıp kıyafetlisine kadar her çeşit giysili kadın,kız vardı ama bizdeki gibi son yıllarda moda olan aynı model ve tarzda türbanlı kadınlar yoktu.Başlarını kendi geleneklerine göre örtmüşlerdi.Araplar islamiyeti kendi gelenek ve göreneklerine ve giysilerine göre yaşıyorlar asla bize örnek olamazlar.Tam aksine modern,çağdaş,laik Türkiye’yi seviyor,hayranlık duyuyor ve kendilerine örnek alıyorlar.Arap ülkelerine seyahat ettikçe aramızdaki gelişmişlik farkını çok daha iyi görüp,karşılaştırabiliyorum,bizden çok gerideler.İslamiyeti en iyi yaşayan biziz.Lütfen Laik Cumhuriyetimize,çağdaş demokrasimize,Mustafa Kemal Atatürk’ün devrim ve ilkelerine sahip çıkalım,koruyalım.