Türk Ressamlar Şövalyeler Adası RODOS’ta


Ilık bir sonbahar gününde 12 adaların en büyüğü olan Rodos’ta Türk Ressamları resim sergisi etkinliği için, İzmir, İstanbul, Ankara, Adana, Samsun, Bursa gibi ülkemin değişik şehirlerinden 35 ressam arkadaşımla birlikte idik

Yunan adaları artık kapı komşumuz gibi. Yakınlığı ve ulaşımdaki kolaylıklar Türklerin tatillerde adeta adaları istila etmesine sebep oluyor. Kış aylarında iyice ıssızlaşan, yalnızlaşan, dükkanları, restoranları eğlence yerleri kapanıp kabuğuna çekilen adaların, yaz coşkusu kadar, ilkbahar ve sonbahar aylarındaki dinginliği, sessizliği sakinliği de çekiciliğini koruyor. Benim tercihim uyanışın, dirilişin, yeniden doğuşa hazırlanışın mevsimi olan İlkbahar ayları ile denizin tadını çıkarabileceğim kızgın kumsalları ve ılık denizi ile yaz ayları. Bu kez ılık bir sonbaharda 12 adaların en büyüğü olan Rodos adasında, Türk Ressamları resim sergisi etkinliği için, İzmir, İstanbul, Ankara, Adana, Samsun, Bursa vs. ülkemin değişik şehirlerinden 35 ressam arkadaşımla birlikte idik. 

Rodos Adası

Genelde Marmaris'ten hızlı feribot ile bir saatte ulaşılan Rodos'a bizim İzmir'den 12 ressam arkadaşımla birlikte yolculuğumuz İzmir- Atina, Atina- Rodos arası uçak yolculuğu ile oldu. Yolculuğun sürprizi İzmir- Atina arasında Olympic Havayolları'nın 80 kişilik küçük pervaneli uçak ile yapmamız idi. Yıllar önce Polonya'da Varşova- Gadansk arasındaki uçuşumdan sonra bu benim ikinci pervaneli uçak yolculuğum oldu. Biraz gürültülü olmasına rağmen hoşuma gitti böyle bir nostalji yaşamak. 50'şer dakikalık iki uçuştan sonra güneşli ılık bir havada indik Rodos'a, Adanın merkezi Rodos Town'da 35 bin, tüm adada 70 bin kişinin yaşadığı adanın havaalanında bizi güler yüzlü ve ada insanının neşesiyle serginin organizatörü bayan Anastasia Korinthiou karşıladı tüm sevecenliğiyle. Dağları, tepeleri ormanlarla kaplı bir ada Rodos. Şehir merkezinde oteller dışında evler tek veya iki katlı bahçe içinde ayrıca sokakları çınar, çam ve değişik ağaçlarla yemyeşil, huzurlu, sakin bir yaşam adası. Adım başı karşınıza yüz yıllık, ulu ağaçlar çıkıyor. İnsanlar rahat, hiç kimsenin acelesi yok. Öğleyin saat 2'den akşam saat 6 'ya kadar işyerleri kapalı, çünkü- siesta yani dinlenme zamanı. Akşamları ise geç vakitlere kadar dükkanlar açık, ışıl ışıl vitrinleri ile dünya markası ve yerli mağazalar müşterilerini bekliyor. İzmir'de yok bu kadar dünya markası mağaza ama küçücük bir adada çok sayıda var. Kış mevsimi olmasına rağmen şehir merkezindeki şık cafe, bar ve restoranlar açık sokak ısıtıcıları sayesinde hayat tıpkı İzmir'de olduğu gibi mekanların dışında kaldırımlarda yaşanıyor. 

Rodos Heykeli 

Dünyanın 7 harikasından biri sayılan Rodos Heykeli M.Ö. 292 yılında inşa edilmiş. Makedonyalı Antigonitler Rodos'a saldırmış ve kuşatma 1 yıl sürmüştür. Barışın sağlanmasıyla Rodoslular tanrılara şükranlarını sunmak için bir heykel yaptırmak istemişler. Heykeltraş Lindoslu Khares'in yaptığı Güneş Tanrısı Helios'u simgeleyen heykel 33 metre yüksekliğinde olup, heykelin inşası 12 yıl sürmüş. Rodos limanının girişinde iki ayağı üzerinde dikilen ve rivayet olunur ki bacaklarının arasından gemiler geçen heykelin M.Ö. 225 yılında şiddetli bir depremle yıkılmasından sonra geriye hiçbir şey kalmamış, kalıntıları ise Arap ve Suriyeli tüccarlara satılmış. Bugün limanın girişinde Rodos Heykeli'nin ayaklarının yükseldiği kara parçasında iki ince sütun üzerinde iki geyik heykeli karşılıyor Rodos'a gelen gemileri. Fakat Yunanistan Rodos heykelinin bir benzerini yine aynı yerinde inşa etmek için çalışma başlatmış. Amerika'daki Hürriyet heykeli bunu görünce ağlayacak diyorlar çünkü Newyork'taki Özgürlük Heykeli, Rodos heykelinden esinlenerek bir Fransız tarafından yapılmıştır.

DR.A.TAYFUR YAĞCI