Yaşam Enerjisi ve Çin Fesefesi


IŞIK DOĞUDAN GELİR

12 Yıl Önce 12 Yıl Sonra Çin -3- / Yazı ve Fotoğraflar: Dr. A. Tayfur Yağcı

ÇİNLİLER, VÜCUTLARINDA ENERJİ AKIMI OLDUĞUNA İNANIYOR

Tanrı inancı yerine yaşam enerjisi

Bir dine mensup olmayan Çinlilerin binlerce yıldan beri ruhu ve bedeni eğitme yöntemi, meditasyon ve bunun en yaygın uygulama şekli ise Qigong ve Tai Chi

Bir milyar üç yüz milyonluk Çin nüfusunun yüzde 10u Budizme inanıyor. Çok az sayıda Müslüman ve Hristiyan nüfusu sayacak olursak tanrılı ve tanrısız dinlere inanan Çinlilerin sayısı 200-300 milyon civarında. Yani geriye kalan 1 milyar Çinli ateist olarak hayatını sürdürüyor. Yani Allaha ve dine inanmıyor.

Bedenimiz gibi ruhumuzun da beslenmeye ihtiyacı var. Allaha inanan bizler ruhumuzu yapabildiğimiz kadar namaz kılarak, dua okuyarak, oruç tutarak besliyoruz ve manevi yönden kendimizi iyi hissediyoruz.

Çinlilerin binlerce yıldan beri ruhu ve bedeni eğitme yöntemi meditasyon ve bunun en yaygın uygulama şekli ise Qigong ve Tai Chi.

12 yıl önce özellikle sabah erken saatlerde ve akşam iş dönüşü yürüyüşe çıktığımda parklarda, bahçelerde, kaldırımlarda, boş ve uygun her yerde tek veya gruplar halinde danseder gibi yumuşak hareketlerle Qigong ve Tai Chi yapan Çinlileri hayranlıkla izlemiştim.

Qigong ve Tai Chi, Çin ulusunun geçmişinden kalma akupunktur gibi binlerce yıl geriye giden bir kültür mirası. Hastalıkları önlemeyi ve tedavi etmeyi, sağlığı korumayı ve uzun yaşamayı amaçlayan Qigong ve Tai Chi, beyin, ruh, nefes alıp verme, vücudun şekli ve organizmanın fizyolojik regülasyonunu sağlamayı amaçlayan bir çeşit psikosomatik rejim. Qigong ve Tai Chi, gercek Qiyi eğitme ustalığıdır. Kişi vücudundaki internal qinin (yaşam enerjisi) akışını hissedebilir ve onu eğitme, yönetme ustalığını gösterebilirse sağlıklı bir ruhsal ve bedensel bütünlüğe kavuşur.

Akupunktur ve geleneksel Çin tıbbının inanışına göre damarlarda kan, akupunktur kanal ve kollaterallerinde ise "Qi" dolaşımı vardır. Qinin durgunluğu veya tıkanıklığı hastalıkları ortaya çıkarır. Qi durgunluğunun düzeltilmesi, Qi ve kanın dolaşımının geliştirilmesi ise tedavi edici etkiyi ortaya çıkarır.

Yıllar sonraki Çin seyahatimde en belirgin farklılıklardan bir tanesi Qigong ve Tai Chi yapan Çinlilerin sayısının maalesef çok çok az olması idi. Tek tük kendi başına meditasyon yapan yaşlı veya orta yaşlı Çinlilerin dışında ülkenin nüfusunun büyük bir çoğunluğunu oluşturan genç nüfustan hiç kimseyi Qigong ve Tai Chi yaparken görmedim. Anlaşılan hızla büyüyen, gelişen Çin, bazı geleneklerini ve manevi değerlerini de yitirmeye başlamıştı. Her şeyin bir bedeli vardı. Hızla büyümenin, çok çalışmanın Amerika özentisi olmanın bedeli de bazı değerlerin kaybolmasıydı herhalde.

PEKİN VE YAZLIK SARAY

Çin uygarlığının en zarif eserlerinden biri, ülkenin Yasak Şehir ve Çin Seddinden sonra en yoğun turist çeken bölgesi burasıydı.

290 hektar alana kurulmuş, yapımına 1750 yılında başlanmış ve 19uncu yüzyılda Qing hanedanının efsanevi imparatoriçesi Zi Xinin izlerini sarayın her yerinde görmek mümkündü. Saray arazisinin ortasında ise arazinin yüzde 75ini oluşturan çok güzel manzaralı bir göl vardı. Tabi ki yazlık sarayda 12 yıl öncesine göre değişen hiçbir şey yoktu. Tek değişiklik çok kalabalık olmasıydı.

SICAK SU VE ÇAY YERİNE

1995 yılındaki Çin yolculuğumda bana ilginç gelen şeylerden bir tanesi Çinlilerin sürekli sıcak su içmeleriydi. Hatta sabah evden çıkarken sıcak su kavanozlarının içine yeşil çaylarını atıyorlar ve gün içinde su ilavesiyle, çünkü sıcak suyu her yerde bulmak mümkündü, içiyorlardı.

Vücut ısısına uygun sıcaklıkta su içmenin sağlık yönünden de olumu olduğu düşünülürdü. Pet şişe sular o yıllarda ancak büyük marketlerde satılırdı ve pahalıydı. 2007 yılında yani 12 yıl sonra değişen bir başka şey de artık yanında kavanozunu, yeşil çayını taşıyıp içen Çinlilerin yerini pet şişe sularıyla dolaşanlar almıştı.

MUTLULUĞUN İLACI: DANS

Çinliler dans etmeyi çok seviyorlar. Açık ve uygun alanlarda gruplar halinde günlük giysileri ya da rengarenk özel kıyafetleriyle dans eden genç veya yaşlı insanlarla karşılaşmak çok olağan. Hele bunların arasında ağzında diş kalmamış, saçı başı ağarmış fakat "Yaşam Enerjisi"ni yitirmemiş yaşlı insanların çokluğu harika bir görüntü oluşturuyor. Fotoğraflarını çekmek isterseniz daha da mutlu oluyorlar ve size özellikle poz veriyorlar. Bu insanların cadde, sokak ve parklarda, gece ve gündüz neden böyle dans ettiklerini sorup öğrendiğimde cevap çok kısa ve netti:

GULIN ŞEHRİ VE LI JIANG NEHRİ

Ejderha dörtlüsündeki (Pekin-Xian-Gulin-Shangay) yeni keşfedeceğimiz şehir Golin. Güney Çindeki bu ılıman iklimli şehre Xiandan iki saatlik bir uçak yolculuğuyla ve havaalanında ilk işimiz yazlık kıyafetlerimizi giymek oldu.

Gulin yemyeşil, diğer tüm Çin şehirlerinde olduğu gibi canlı, hareketli bir şehir ve dikkati çekecek derecede motosikletli var. Maalesef bisikletliler burada da çok çok azalmış. Bütün Çin gezisi boyunca gözlediğim bir gerçek var ki Çinde hayat gece-gündüz canlı, hareketli. Herkes her yerde alışveriş ediyor ve ekonominin ne kadar güçlü olduğunun sinyallerini veriyor. Gulin, tam bir sayfiye şehri gibi güzel ve geleneksel Çini yaşayabileceğiniz bir yer.

Akşam yemeğimizi ABD eski Başkanı Bill Clinton ve ailesinin yemek yediği lokantada yedik. Yin-Yanglı çorbasıyla birlikte harika görünümde bir sofraydı . Çinde genelde akşam yemeği saatleri saat 18.00-20.00 arası yeniliyor. Bu da sağlıklı yaşam için en ideal saatler.

Terra Cotta savaşçıları

Pekinden sonraki rotamız Xian kenti 2 saatlik bir uçuşla Çinin bir başka uygarlık alanına ve meşhur Terra Cotta savaşçılarının merkezine varıyoruz.

Bu şehir aynı zamanda yüzyıllar boyu imparatorluğa başkentlik yapmış tam anlamıyla bir Çin efsanesi. Xian kenti tarihi İpek Yolunun başladığı şehirdir.

Yarı nemli bir muson iklimine sahip ama kışları çok soğuk oluyor. Şehir asırlar içinde oluşturduğu kültürel derinlikten dolayı farklı dönemlere ait binlerce arkeolojik eseri bünyesinde bulunduruyor. Bunların en büyüğü ise Terra Cotta askerlerinin kalıtıları. Pişmiş topraktan yapılan bu heykellerin sayısının 6 bin civarında olduğu söyleniyor. Ama şu ana kadar 500 tanesi açığa çıkarılmış. Çine adını veren ilk Çin imparatoru Qin Shi Huang heykelinin bulunduğu, 2000 yıl önce 40 yaşında ölen imparatorun ruhunu kötülüklerden koruması için yapılmış birebir boyutlardaki asker ve at heykelleri muhteşemdi.

Avrupa, Amerika gibi modernleşmiş Pekinden sonra Xian şehri daha geleneksel haliyle hoşuma gitmişti. Hele Terra Cotta askerlerinin bulunduğu bölgeye giderken geçtiğimiz termal şehir Linan tam bir dinlence ve SPA merkezi gibiydi. Etrafı nar bahçeleri ile kaplıydı ve ağaçlardaki narları böceklerden korumak için tek tek naylon torbalara sarmıştı Çinli çiftçiler.

Yaşlılar yerlere suyla "dilini unutma" yazıyor.

Çinde büyüyen ekonomi ve zenginlik, geleneksel bazı değerleri de yok ediyor. Bundan en çok rahatsızlık duyanlar, orta yaş ve üstü Çinliler.

Yazlık sarayda fırça ve su ile yere yazı yazan yaşlı Çinli adam dikkatimi çekti. Yerel Çinli rehberimize sorduğumda "Geleneklerinizi unutmayın ve yaşlılara saygı gösterin" diye yazdığını söyledi. O büyük kalabalık içerisinde suyun buharlaşmasıyla kaybolan içerisinde suyun buharlaşmasıyla kaybolan bu yazı, bazı geleneksel değerlerin de buharlaşıp kaybolduğunun bir göstergesiydi sanki.